Giderek bireyselliğe alıştırılan insanlar geniş aile kavramına yabancılaşmaktadır. Bu ruhsal uzaklaşma Ana-babaları oldukça mağdur etmektedir. Özellikle hayatta var oluş nedeni çocuk büyütmek olan analar ileri ki yaşlarında zor durumda kalmaktadırlar. Özellikle son yıllarda daha önceki yıllara göre Türk toplumunda çok az görülen “ANA” mağduriyetleri artmaktadır. Çocuklar analarının yaşlılık zamanlarında onlara bakmak istememekte onları yük olarak görmektedirler.. Durumu iyi olanlar ise Huzur evine gönderip manevi doygunluktan mahrum bırakmaktadırlar. Ana babayı başından atmak için kardeşlerin birbirlerine göndermeleri o kadar emek verip çocuk yetiştiren anayı babayı derinden yaralamakta, bazıları yaşlılık zamanlarında hiç gelirleri olmadığından dilenmek zorunda bırakılmaktadır. Ana, her şeyden evvel topluma insan doğuran, gecesine gündüzüne katıp topluma insan yetiştiren kişidir. Ana var edendir. Bozulan toplum yapımız gereği ise artık “analık çoluk çocuğun eline . Devletin “Ana” vasfı olan her kadına sosyal sorumluluk kapsamında sahip çıkması gerekmektedir.Yasaların “Anayı koruma altına alma zorunluluğu doğmuştur. Akraba sohbetlerinde duyduğumuz, bizzat çarşıda dolaşırken şahit olduğumuz mağdur analar toplumu olmaktan kurtulmalıyız. hain evlatların el kaldırma gösterdiği analar yüreğimizi parçalamaktadır. Bu çocukları bu hale getiren nedir? diye sormamız , çocukları yetiştirirken nerede hata yaptığımızı sorgulamamız gerekmektedir.
Ana hoş tutulmadan bir toplumda huzur olmaz, ‘ANALIK ” güvence altına alınmalıdır. Çoluk çocuğun insafına bırakılmayacak kadar değerli bir makamdır Analık makamı. 01.01.2012
Yorum Bulunmuyor, İlk Yorumu Siz Yapın