Yazılar

Karşı Yara Açma Eylemleri

Birbirimizle özde biriz. Doğamız gereği aynı güdülere sahibiz. Açıkırız,susarız,öfkeleniriz, severiz, aşık oluruz.kin duyarız, kıskançlık az çok hepimizin özünde mevcuttur, hepimiz kendimizi önemseriz, karşı tarafın aynı önemi bize göstermesini sözlerle ifade etmesek de bekleriz. kişiliğimiz ilk önce içimizde taşıdığımız güdülerin ve duyguların yoğunluğuna göre şekil kazanır, sonra içinde bulunduğumuz toplumun normları,öğrendiklerimiz son şeklini verir. Acılarımızın ,sevinçlerimizin derecesi benzemese de hangi olayların bize acı hangi olayların sevinç vereceği kişiden kişiye ayrıcalık göstermekle beraber aşağı yukarı bellidir. Bazen küçük bir esintiden yaralar biriktiririz içimize bazen öyle saldırıya uğrarız ki içimizdeki acının karşı yara açarak dineceğini hissederiz.Kalbimiz bu yaraları sarmakta aciz kalır, kendimize söylediğimiz bin bir türlü teselli ve akıllar yetmez olur .” Herkes hata yapabilir” diye düşünürüz belki bir çoğumuz ” Amaannn..! boşver gitsin , Allah’ından bulsun” deyip geçiştirmeye çalışırız. Fakat o yara hiç geçmez, içten içe bizi yer bitirir. Kendimize verdiğimiz akıl ve insani yollar yaraları kapatmaz bilakis üzerini örter bu örtü eninde sonunda bir vesile ile kalktığında o yaranın aslında ilk günkü gibi kanamaya devam ettiğini görürüz. Bütün çabalarımıza rağmen biz aynı yerdeyizdir, aynı acıda, aynı yarada debelenmekte olduğumuzu gördüğümüzde artık her insanın bünyesinde mevcut bir şekilde öç alarak kendini iyi hissedeceğini algısını yoğun olarak hissetmeye başlarız. Bu noktaya geliş sıramız ve zamanımızı bizim hayattaki insanı vasıflarla kendimizi ne kadar donatabilidiğimiz ile belli eder, Şayet hayattaki duruşumuz ani ve tepkisel ise anında karşı yara açarız. Eğer daha insanı ve imani biriysek bir süre bekleriz, aklımıza gelen kötü fikirleri savuştururuz haklı gerekçeler bulup erteleriz, görmezden bilmezden gelmenin üstünü kapatmanın bu hisse yok edeceğini sanırız bir çoğumuz “günahlardan sana sığınırım Allah’ım” diye dua ederiz. Bunlar tabi ki çok iyi niyetli yaklaşımlardır insanidir insanın içinde açılan yaraya karşı yara ile cevap vermeden evvel kendisi ile mücadelesidir. Ben bu süreci çok önemserim. Dertlerini dinlediğim pek çok insanda bu süreçleri anlattıktan sonra şunu söylüyor ” bir yanım hayır diyor, diğer yanım evet diyor, sanki ikiye bölündüm” diye tarif eder bu süreci.Çok nadir kimseler şayet kendini “affetme” konusunda eğitmeyi başarmış ise bu süreç o kimselerde böyle işlemez. O olayı yaşar biraz üzülür şunu söyler kendine ” evet, falanca kişi bana böyle bir hata yaptı ama onu affetmezsem o öfke ile kendimi yaşanan o anın kölesi durumuna getiririm” diye bir algıyı özümsediği için bu tip kimseler karşı yara açma peşinde koşmazlar daha doğrusu bu bilinç seviyesi işidir koşamazlar.

İçimizde güçlü bir yara açma arzusunun gelişimini kısaca anlatmaya çalıştım. İşte biz gerek bireysel, gerek kitlesel, karşıt partiler, karşıt dini söylemler, karşıtımız ne var ise bir karşı yara açma peşinde hayatımızı geçiriyoruz. Bir kere senin karşıtın ise herhangi bir kitleye en kötüyü reva görmek bilinci bizde böyle gelişiyor. Kitlesel yara açma istekleri bireysel yara açma isteklerinin toplamıdır.İnsanın kalbinde açılan yaralar her zaman açık yaralardır bir kez açıldığında o yara sürekli kanar, kişinin bütün uğraşlarına rağmen kanar ,sürekli sancı çekme halleri yaşatır bireylere ,birey bu sancıdan yorulduğunda bir rahatlama yolu aramaya başlar, işte bu karşı yara açma eyleminin son halkasıdır.

Bireysel karşı yara açma arzularından kitlesel yara açma arzuları şu bakımdan farklılık göstermektedir. Kitlesel yara açma arzuları o kitleyi yöneten beyinler tarafından yönlendirilir. Çeşitli söylemlerle kendi yanına çektiği insanları diğer kitleye karşı doğru yanlış bir sürü bilgi yükler bu bilgilerin gerçekliği konusunda kitlenin bütün şüpheleri ortadan kaldırılmaya çalışılır. Dünyamızda işte böyle bir karşı yara açma eylemler sıralaması vardır. Kan davası da bu bilincin ürünüdür. ” (bir sizden bir bizden)diye birbirlerini kırarlar “affetme” bilinci oluşmadığı sürece devam eder gider. Kitlesel yara açma çalışmalarının ranta açık olduğu aşikardır. Kitlelerin bu duygusu sömürücü guruplar tarafından hiç çaktırmadan kullanılmaktadır.

Peki; gerek bireysel, gerek kitlesel karşı yaraları açtığımızda biz mutlu mu olmaktayız?.Düşünün kitlesel bir yara açma eylemine karışmış bir bireyi.Bu adam veya kadın ait olduğu kitle tarafından takdir edilse de kendi başına kaldığında mutlu mudur? İçinde neler olmaktadır. Bir yara bir yara ile kapatılamaz. Açılmış bir yara affetme, sevgi,şefkatle kapatılır. Birincil ihtiyaçlarımız kadar şefkate ihtiyacımız vardır. merhamet her yaratılmış olana lazımdır.Bu gün merhamet etmezsek zulüme uğratmış olduğumuz bireylerden başka bir zalim yaratırız. Bu tıpkı kan davalarında olduğu gibi ” bir ona bir bana” sırası ile döner durur. Tek çıkışımız bu döngüyü anlamak, fark etmek ve dönüştürmektir.Bu döngüyü kırmak sadece bireylerin elindedir. “Sana taş atana, sen ekmek at” söylemi yazdıklarımın iki kelime ile özeti durumundadır.Yara açan, yara açılmasına neden olan bütün bireyler ,bütün kitleler kendi yaralarını büyütmekten başka bir işe yaramazlar. Hiç bir şey dışarıdan görüldüğü gibi değildir, Hiç bir yerde huzur bulamazlar, uyuyamazlar,şüphe içindedirler her an. ( şayet,şizofren bir karakter yok ise karşımızda) Ülkelerin ülkeler üzerinde karşı yara açma çalışmaları da çıkara dayalıdır yine insanlarda mevcut bireysel karşı yara açma arzusunun tetiklenmesi ile savaşlar olur bu yaralar kitleleri ikna etmenin en kestirme yoludur.Karşı yara açmanın pek çok yolu vardır, küfür,iftira,öldürme, onurunu kırma, yok sayma,bedene ve ruha yapılan her tür zarar gibi daha pek çok yol bulunmaktadır.Bu gün içinde yaşadığımız dünyada bireylerin toplumların bu karşı yara açma yönlendiricilerine karşı çok dikkatli olmaları gerekmektedir.

Yaralarımız derinde olsa biz her zaman sevginin,şefkatin,merhametin yolunu takip etmeliyiz.Eğer bu yollardan sapar karşı yara açmanın milyonlarca yollarından birini seçersek yaralarımız asla azalmayacak yeni yaralar açacaktır içimizde. Bir yara karşıt bir yara ile kapanmaz ancak biz anın içinde kısa bir rahatla hissi yaşarız sonra ise hayatımızın yolunda ” cehenneme hoş geldiniz” yazmaktadır. Ölmeden evvel cehennem nasıl bir yer, tanışmış olursunuz.

Sevgi ile…

Beğenebileceğiniz Benzer Yazılar…

Yorum Bulunmuyor, İlk Yorumu Siz Yapın

    Leave a Reply