Biraz damarımıza basıldığında yada beklentilerimize olumsuz cevap verildiğinde, her hangi bir anlaşmazlığın kavgaya dönüştüğü hallerde bu sözü söylemeyen insanımız yok gibi. Ne kadar kompleksli, ne kadar kendimizi önce çıkarma , ne kadar dış kimliklerimize sarılma ihtiyacı içindeyiz. Bir çoğumuz farkında bile değil, nasıl bir ruh hali içinde olduğunu. Bu duruş yukarıda saydığım durumlarda ortaya çıkıyor, ilk önce karşımızdaki insana ” sen benim kim olduğumu biliyor musun? diyoruz, sonra da ” sen kimsin be!?”diye devam ediyoruz.Hem kendimizi en ön plana çıkarma ihtiyacı hemde karşımızdakini yerin dibine sokma ihtiyacını bize veren nedir? diye sorgulayanınız oldu mu hiç aramızda bilemiyorum. Bu sözleri söylemek içinde çok makam ve mevki sahibi olmamızda gerekmiyor, hepimiz ortak havuz olan kollektif bilinçten alıp bu sözleri çok rahat kullanabiliyoruz.
Firmamıza iş yaptırmış, uzun süredir de bedelini ödemeyen bir müşterinin dosyası masama geldiğinde aradım.
-İyi günler,Kemal beyle görüşebilir miyim?
-Kim arıyor diyelim? dedi sekreter.
Adımı söyledim, nereden aradığımı söyledim. Bir kaç dakika bekledikten sonra;
-Ben Kemal. Konu neydi?
-Firmamıza yaptırmış olduğunuz bir iş vardı bunun bedelini ödemeyi sanırım unuttunuz. Mümkünse yarın tahsilatcı gönderebilir miyiz?
-Ben o parayı ödemeyi düşünmüyorum, dedi.
-Neden? Yapılan işten memnun değil misiniz?
-Hayır, hayır, çok pahalı yaptınız. bunun için bedelin yarısın öderim.
-Peki ama size fiyat bildirilmiştir, mutlaka satın alma fiyatı bildirmiştir. İşi yaptırmadan evvel kabul etmeseydiniz, veya başka bir firma ile anlaşma yapsaydınız.
-Bana akıl mı veriyorsunuz. dedi.
-Size doğru davranışı gösteriyorum. İş yapıldıktan sonra üzerinden sekiz ay geçmiş, anlaştığınız bir bedel üzerinden ben bu parayı pahalı buldum demeniz sizce doğru mu?
-Doğru veya değil. Ben ödemem.
-Peki, ödemeyin bende bir saat sonra asansörü kapattırırım. Hiç kimseye de açtıramazsınız?
-Sen var ya buraya bu asansörü kapattırmak için birini gönder, bak bakalım ne oluyor? Gelip o ofisi başına yıkmıyor muyum?Sen benim kim olduğumu biliyor musun?
-Kimsin bilmiyorum ama, edepsiz, emek düşmanı biri olduğunuz aşikar. Hem kimsen kimsin? Beni sizin kimliğiniz değil, ödemeyi yapıp yapmayacağınız ilgilendiriyor.
-Sen kim oluyorsun ya, benimle böyle konuşuyorsun.Benimle hiç kimse bu şekilde konuşamaz. dedi.
– Yok ya, kendinizi Allah ‘mı sanıyorsunuz. Ben hak eden insanla hak ettiği şekilde konuşurum. Makamınızın mevkiinizin veya paranızın arkasına sığınarak insanlık öğrenilmiyor beyefendi. Şunu dersiniz şu an ödeme gücüm yok, bir kaç ay daha ödemeyeceğim veya başka ödeme imkanları olup olmadığını sorabilirsiniz o kadar bin bir emekle tehlike ile yapılan bir işin bedelini canım istemiyor ödemem diyebiliyorsanız sizin insan kimliğinize bakarım ben. Eğer insani duruşunuz yoksa, bütün kimlikleriniz de sizi hiçleştirir.
Adam iyice öfkelenmişti,
-Sen kim oluyorsun da benimle böyle konuşuyorsun ya!? Bir müşteri ile ne hakla böyle konuşuyorsunuz? Bana çabuk işverenini bağla.
-Ben sizin askerlik arkadaşınız değilim, ” sen ” diye hitap edemezsiniz. biraz edepli olmayı öğrenin.
-Sizi şikayet edeceğim, yok yok hatta ben ofise geleceğim yarın sana kim olduğumu göstereceğim.
-Gelin, ben buradayım sizi bekliyor olacağım. Bu edepsiz adam nasıl bir beden taşıyor görmüş olurum.
-Allah , seni kahretsin. Geri zekalı dedi telefonu yüzüme kapattı.
Akşama doğru arayıp şikayet etti. Çok da umurumdaydı.Taştan korkan pilav yemezmiş. Ödemeyi yaptı.Dengesiz adam madem yapacaktın niye o kadar abuk subuk konuştun. Ofise gelemedi.Gelse ona söyleyecek bir iki çift sözüm daha vardı ama gelemedi. Bir iki gün sonra ofisi arayıp beni istedi ” özür diledi” o gün çok sinirli olduğunu, haksızlık ettiğini anladığını anlattı. ” ama sizde çok sivri dillisiniz, söyledikleriniz beni şok etti” ne yapacağımı şaşırdım. dedi. Olay tatlıya bağlandı.
Bize millet olarak bu kompleks nereden geliyor, niye hemen kapitalist dünyanın bize sunduğu yapay kimliklerin arkasına sığınma ihtiyacı duyuyoruz. Sorunlarımızı kendi öz kimliğimizle konuşarak pekala çözebiliriz. Anlıyorum her insan kendini dünyanın en önemli kişisi sanıyor,tabi ki hepimiz çok da önemliyiz ki yaratılmışız bu önemlilik durumunu karşımızdaki bir varlığı hiçleştirerek hissetmeye öne çıkarmaya nasıl yapacaksak son vermemiz gerekiyor. Bir anlaşmazlık halinde ” Sen benim kim olduğumu biliyor musun? “sen kimsin?” gibi aşağılayıcı sorular yerine, asıl anlaşmazlık meseleleri üzerinden yapıcı söylemler geliştirmemiz sanırım hepimizin yararına olacaktır. Adamın bana haklı davamda ” sen benim kim olduğumu biliyor musun? ” tehdidi anında beni sinirlendirdi. belki de bu sözleri birinin ona söylemesi gerekiyordu bana denk geldi diyelim…
Yazılar
Sen Benim Kim olduğumu Biliyor musun?
Önceki Yazı
Taraftar Toplama Kamplarının Dünyaya Etkileri
Sonraki Yazı
Görünmez Bağlantılar
Yorum Bulunmuyor, İlk Yorumu Siz Yapın