Toplumumuzu oluşturan bireylerin kafasında oluşturulan “lüks yaşam”özlemi ve çalışmadan üretmeden zengin olma hayalleri 1980 den sonra doğanlar üzerinde inanılmaz bir dejenerasyona sebeb olmuştur. Dogan yüz çocuktan en az sekseni şarkıcı olup köşeye dönmeye çalışmaktadır.Bu çocukları kimler bu hale getirmişlerdir.
Ahlaki kurallar heryer için geçerlidir.Toplumsal Ahlak doğru davranış kurallarıdır. Yirmi otuz yıldır, bu toplumun her yerde gördüğüve tanık olduğu genel ahlaki kuralların hiçe sayıldığı, herkesin birbirinin hak ve hukukusun çiğnerken vicdan mekanizmasının hiç çalışmadığı görülmektedir. Toplumsal yasalar bütün bireyleri heryerde her zaman koruyacağını vaat etsede bunu sağlaması mümkün değildir. Toplumsal yasalarımız caydırıcıdır , olaylar yaşanıp bittikten sonra ceza vericidir ama, olay yaşanıp bittikte sonra olayı yaratanlar ceza alsa bile, olayı yaşayanların hayatları eskisi gibi olması mümkün değildir. Bunun için toplumun ahlaki yasaları işletmesi zorunludur. Bakkal hileli tartı kullanırken bunu hangi polis şikayet olmadığı sürece farkına varabilir, kalitesiz malzemeden üretilen konutlar, küçük depremlerle yerle bir olup, yüzlerce insanımız ölürken bunu hangi yasa olay bitmeden tespit edebilir,işverenle günlük yövmiye üzerinden anlaşan bir işçi, işverenin görmediği saatlerde işi savsaklıyorsa bunu hangi müdür tespit edebilir,işveren bir işciyi çalıştırıyor parasını aylarca vermiyor , bu paralarla yatırımlar yapıyor bu insanları mağdur ediyorsa, bunu hangi yasa engel olabilir, tabiki engel olucu yasalarımız vardır ama yasalar olayın sonucunda devreye girmektedir.Öğretmen sınıfta çocukları zengin fakir diye ayırıyor,onların kılık kıyafetine göre davranıyorsa buna hangi yönetmelik engel olabilir, Marketler hileli hurdalı GDO lu, sebse ve meyveleri toplumun tüketine sunuyor, onların hastalanmalarına neden oluyorsa, bunu kimhangi seviyede engel olabilir.İnsanların en değerli varlıkları olan çocukları kaçırılırken başına türlü türlü işler getirilirken bunlarıhangi yasamız önüne geçebilmektedir.Gençlerimiz hiç denebilecek sebeblerden öldürülürken, bu çocukların neden bu hale geldiği irlelenmeli acil tedbirler alınmalıdır.
Türk toplumun ahlaki değerlerinin bireylerine yeniden kazandırması, acil bir ihtiyaçtır bu toplum için. Hiç bir toplumda her bireyin başına bir polis dikmenin imkanı yoktur. Fakat kör olmuş vicdan mekanizmalarının kazandırılması, gerekli görgü, bilgi, kendisi dışındaki varlıklara hürmet öğretilmelidir.
Bu çocuklara öğrettiğimiz matematikten, fizikten, türkçeden, ingilizceden, müzikten, resimden,beden eğitiminden, güzel yazı derslerinden çok daha önemli ve hayatidir. Okulların müfredatına “İNSAN OLMA KURALLARI” ve RUHSAL GELİŞİM” dersleri eklenmelidir. Bu derste çocuklara öyle göstermelik yarım saat bir saat değil haftada çok birzaman verilerek yapılmaladır. Topluma insan olmanın kullarını öğrettiğimiz zaman, caydırıcı yasalara ihtiyacımız azalacaktır.Bizler okullarda çocuklarımıza her şeyi öğretiyoruzda niye İNSAN OLMA”yı öğretemiyoruz.Çocuk matematiği su gibi biliyor , bu bilgiyi insanara zarar vermek için kullanabiliyor.Okullar meslek sahibi yapıyor,kariyer sahibi yapıyor, ama iyi, ahlaki insan yapmıyor. Aile içinde çocuk topluma açılana kadar verilen ahlaki kurallar, çocuk topluma katılmaya başladığı zaman, gördükleri ve yaşadıkları ile çelişiyor çocuk toplumdaki ahlaki dejenarasyon tarafından yutuluyor. Aile içi ahlaki eğitim artık çocuklar için yeterli olmamaktadır. Sonuç belli önemli sınavlarda bile başkalarını hakkını göz kırpmadan gasbedebilen gençler…
Her bilginin insanın yararına kullanılmasını da bu çocuklara öğretmek zorunda değilmiyiz.? Çocuğa her türlü bilgiyi yükle, insan olmayı öğretme, sonra sal topluma. Sonuç ortada başımızda patlayan bomlara, otomatik tüfekler.. insanları hasta eden kanser eden buluşlar, bazı hastalıkların çareleri olduğu sattıkları ilaçlardan para kazanmak ve daha çok kar etmeyen dahi insanlar…
Ahlaki tutumlar ve bunların sağlamlaştırılması bir toplumu bir ve dik tutan en önemli unsurlardandır.Bu dejenarasyonun önüne acil geçilmesi hayati önem taşımaktadır, ve şuan otuzyıl geç kalınmıştır… Önlemler alınmazsa bir elli yıl sonra insanların evlerini ve hayatlarını devletin korumasının mümkünü olmayacaktır. Olaylar yaşandıktan sonra çok geç kalınmıştır önemli olan yaşamadan önce olayı yaşatmamaktadır. Yaşatan hapishanelerde gereksiz kalabalıklar oluşturmakta yaptıkları ile topluma yaşattıkları yetmiyormuş gibi birde kendilerini yıllarca bedavadan besletmektedirler.. Toplum için her yönden kayıptır.
Ahlaki kuralların işletilmesi demek, olumsuzlukların yaşatmadan önüne geçilmesi demektir. Suçu ve suç işlemeyi en aza indirmek demektir. Toplumu yönlendiren toplum mühendisleri son otuz yıl içinde bu toplumda yanlış uygulamalar yapmışlardır ve sonuçları ortadır.Ahlaki yozlaşma. ve çürüme..işte olan budur. Bu mühendisler kendilerini sorgulama gereğini yukarıda açıkladığım nedenlerden dolayı suçlu bile hissetmemektedir. Bu toplumu bu hale getirirken amaçları ve hedefleri nelerdi? Bunlarıda düşünmeleri gerekirdi ama bu yozlaşmanın keyfini sürmektedirlerki bu kadar sessizdirler ve göz yummaktadırlar.
Yorum Bulunmuyor, İlk Yorumu Siz Yapın