Çevremize baktığımız zaman ,birçok insanın küçük yada
büyük yanlışa doğru sürüklendiğini görürüz. Bu
yanlışlar karşısında;
a) Susmak
b) Görmezden gelmek
Bizleri de yapan kişi ile aynı derecede ortak kılar.
Bizim yapmıyor olmamız, bizi aklamaz. Bunun
için yapanla, göz yuman aynı derecede suç sahibidir.
Birbirimizin güzelliklerine ortak olalım ama,yanlışlar
karşısında her ne adına yapıyorsak yapalım, sessiz
kalmayalım.Belki karşımızdaki insanın kafası karışıktır
veya alışkanlık denilen hastalığın pençesinde
kıvranmaktadır, (Alışkanlık ruhsal bir takıntıdır)
Her ne kadar uyarılarımızı dinlemeyecek olsalar dahi
onların bilinçaltlarına doğruları ekmemiz gerekir,
çünkü bilince ekilen her tohum hiç ummadığımız bir
anda yeşerir ve çiçek açar.
Bizler ektiğimiz her olumlu tohumun karşılığını mutlaka
alırız.İlk önce uyarılarınızı alan insanlar belki size
çok kızacaklardır, belki sizle görüşmek
istemeyeceklerdir, size kendilerince çok mantıklı
gerekçeler sunarak, doğru yaptıklarını savunacaklardır,
hatta kötü alışkanlıkları ve tutumları karşısında “Bu
hayatın kendilerine ait olduğunu, müdahale etmememiz
gerektiğini, iyi şeyler yaparak uzun yaşamaktansa,
böyle olmasını istediklerini söyleyebilirler” sizin
yapmanız gereken söylemek, ama asla baskı yapmamaktır.
Sadece yaptıkları davranışlara karşı olduğunuzu,
doğru olmadığını,bunun gerekçelerini sakin bir üslûpla
anlatın. Zamanı gelince mesajlarınız bilinçlerinde bazı
kapılara açacaktır.
Yeni sloganımız şu olmalıdır: Asla yanlışa ortak
olmamalıyız.Yanlışa her ortak olduğumuzda evrene
büyük zararlar verdiğimizi, bunun sadece kişisel bir
şey olmadığının farkında olmalıyız.Dünyayı yaşanır
yer yapmanın tek koşullarından biri budur. Yanlışa
ortak olmamak.
Sevgi ve ışıkla…
Yorum Bulunmuyor, İlk Yorumu Siz Yapın